KALP YETERSİZLİĞİ

KALP YETERSİZLİĞİ

Kalp krizi (miyokard enfarktüsü) kalp kasının bir bölümünün o bölgeye yetersiz kan akışından dolayı (çoğunlukla kalp damarının tam tıkanıklığı sonucu) ölmesi (kalıcı hasara uğraması) sonucu meydana gelir.

Nedenler ve Risk Faktörleri

Kalp krizlerinin çoğu koroner arterlerde (kalp kasına kan ve oksijen taşıyan atardamarlar) oluşan pıhtılar (trombüs) sebebiyle meydana gelir. Pıhtılar genelde ateroskleroz sonucu meydana gelen değişiklikler yüzünden daralmış koroner arterlerde oluşur. Arter duvarının içindeki aterosklerotik plak bazen çatlar ve bu da pıhtı oluşumunu tetikler.

Koroner arterlerdeki pıhtılar kalp kasına kan ve oksijen akışını engeller, bu da o bölgedeki kalp hücrelerinin ölümüne sebep olur (nekroz). Hasar gören kalp kası kasılma yeteneğini kaybeder ve kalbin geri kalan kısmı hasar gören bu bölümün işini de yapmak zorunda kalır. Hasar gören kısım önemli bir miktarda ise (örneğin sol karıncığın -ventrikülün- %40’ından fazla ise) yaşam mümkün olmaz.

Kalp krizi tüm dünyada ölüme yol açan 1 numaralı sağlık problemidir

Koroner arter hastalıklarının ve kalp krizinin risk faktörleri genel olarak kalp damar hastalıkları risk faktörlerininaynısıdır.

Belirtilen risk faktörlerinin çoğu fazla kiloyla ilgilidir. Dar olan bir damarın üzerinde pıhtı oluşumunu her hangi bir neden başlatabilir. Bazen ani ve bunaltıcı stres buna neden olabilir.

Son birkaç senede, koroner arter hastalığı için, artmış homosistein, C-reaktif protein ve fibrinojen seviyeleri gibi yeni risk faktörleri saptanmıştır. Ancak bu yeni risk faktörlerinin pratik değeri üzerine çalışmalar hala devam etmektedir ve halen homosistein seviyesinin folik asit ile düşürülmesinin olumlu etkileri olduğuna ait kesin kanıtlar yoktur.

Her 5 ölümün biri kalp krizinden dolayı gerçekleşmektedir. Kalp krizi yetişkinlerdeki ani ölümün başlıca nedenlerinden biridir.

Kalp krizini tetikleyen faktörler

Biliyoruz ki bir takım risk faktörlerinin varlığında kalp damar hastalıklarına yakalanma riski ve bunun sonucu olarak da kalp krizi geçirme riski artmaktadır. Peki, kalp damarlarında darlıklar bulunan ve kalp krizi geçirme riski yüksek olan hastalarda kalp krizini tetikleyen faktörler nedir?

Yapılan çalışmalarda, bir takım faktörlerin kalp krizlerini tetiklediği bulunmuştur. Bunlar:

  • aşırı fiziksel yorgunluk
  • öfke, kızgınlık
  • negatif kişilik yapısı
  • alkol
  • kahve
  • trafik
  • hava kirliliği
  • ağır yemek
  • kokain
  • seksüel aktivite
  • geçim sıkıntıları

Kalp Krizi Belirtileri

Kalp krizinde şikayetin esasını göğüs ağrısı oluşturur;

Ağrının özellikleri:

  • Ağrı göğüs ortasındadır, 20 dakikadan fazla, genellikle de saatlerce sürer ve genelde dinlenme yada nitrogliserinle (dilaltı, isordil vb) geçmez,
  • Ağrı, şiddetli ve künt vasıftadır. Fakat keskin veya belirsiz olabilir,
  • Ağrı, sıkıştıran, ağırlık, baskı yapıcı tarzda olabilir,
  • Göğüste daralma hissi uyandırabilir,
  • “Göğüsde fil oturuyormuş” gibi veya

Hazımsızlık olarak da hissedilebilir. Beraberinde sıklıkla soğuk terleme ve ölüm korkusu da vardır.

Kalp krizi ağrısı, tipik olarak yukarıda sayılan özellikleri taşımakla birlikte bazen beklenen özellikleri göstermez (atipik ağrı). Bu durumda ağrı, göğüs yerine çene ağrısı, diş ağrısı, baş ağrısı, sırt ağrısı veya karın ağrısı olarak da karşımıza çıkabilir.

Kalp krizi geçiren hastaların dörtte birinde (özellikle şeker -diyabet- hastalarında ve yaşlılarda) ağrı hissedilmez (sessiz kalp krizi). Kalp krizinin ağrısız olması veya ağrılı olmasının ciddiyeti üstüne bir etkisi yoktur. Kalp krizi sessiz olsun veya olmasın her zaman son derece önemlidir. Hatta ağrısız olanlarda, hasta hastalığının farkında olmayabileceği için daha tehlikeli olabilir.

Bundan başka kendi başına yada göğüsteki ağrıyla birlikte hissedilebilen diğer belirtiler şunlardır:

  • Nefes darlığı
  • Öksürük
  • Baş dönmesi ve sersemleme
  • Bayılma
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Karın ağrısı
  • Sıkıntı

Kalp Krizi Tanısı

Göğüs ağrısı olduğunda özellikle risk faktörlerine de sahipseniz mutlaka doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna gitmelisiniz. Kalp krizi tanısını mutlaka doktor koymalıdır. Tanıda 3 önemli bulgudan yararlanılır:

  1. Hastanın şikayeti: bunu esas itibarıyla göğüs ağrısı oluşturur.

  2. EKG (elektrokardiyogram): kalp krizlerinin büyük bir çoğunluğunda EKG’de kalp krizine özgü değişiklikler olur. Bu değişiklikleri saptamak için sık aralıklarla EKG alınır.

  3. Laboratuarda yapılan kan testleri: bununla infarktüsle birlikte kana karışan bazı enzimlerin (CPK, CPK-MB, Troponin T ve I, myoglobin vb) düzeyi ölçülür.

Kalp krizi tanısı koymak için yukarıdaki bulgulardan en az 2’si olmalıdır.

Aşağıdaki testler, kalp krizinde kalpteki hasarın büyüklüğünü ortaya koymak için kullanılır:

  • Elektrokardiyogram (EKG)
  • Ekokardiyografi
  • Koroner anjiyografi
  • Nükleer ventrikülografi (MUGA veya RNV)

Erken tanı çok önemlidir. Zaman geçtikçe kalp yetmezliğinden ve özellikle ritim bozukluklarından hayatta kalma olasılığı azalacak, harap olan kalp kası miktarı artacaktır. Harap olan kalp kasının telafisi yoktur. Canlılığını yitiren kalp kası hücreleri, bir daha asla normal fonksiyon görmez. Kalp krizinde “ZAMAN=KALP KASI” demektir.

Kalp Krizi Tedavisi

Kalp krizi acil bir durumdur. Hastaneye yatmayı ve yoğun bakımı gerektirir. Sürekli EKG takibi hemen başlatılmalıdır, çünkü ölümcül ritim bozuklukları (aritmiler) kalp krizinin ilk bir kaç saatinde ölümün başlıca sebebidir.

Tedavinin amaçları kalp krizinin ilerlemesini durdurmak, kalp hasarını en az düzeyde tutmak, iyileşebilmesi için kalbin taleplerini azaltmak ve komplikasyonları önlemektir.

Eğer hasta ilk 12 saat içinde gelmiş ise tıkalı damarın açılması ile kalp kasının ölmesi önlenebilir. Bunun 2 yöntemi var:

  1. Damardaki tıkanmadan sorumlu pıhtıyı eritmek (trombolitik tedavi),

  2. Tıkalı bölgeyi balon+stent ile açmak.

Aspirin çiğnetilmesi önemlidir. Kanın sulanmasını sağlayan aspirin mutlaka verilir. Hatta şiddetli göğüs ağrısı olanların hastaneye giderken, zaman geçirmemek için mutlaka aspirin (300-500 mg tablet) çiğnemelerinde yarar vardır.Hastanede damardan verilebilen kan sulandırıcı ilaç olan heparin tedavisi de başlatılır.

Hastanede ilaçların ve sıvıların kontrollü bir şekilde verilebilmesi için intravenöz (damar içi) yol açılacaktır. Bazı görüntüleme cihazları gerekli olabilir. Sıvı durumunu yakından takip etmek için bir idrar sondası yerleştirilmesi gerekebilir.

Kandaki oksijen seviyesi normal olsa bile genelde oksijen verilir. Bu, dokular için hazır oksijen sağlar ve kalbin yükünü azaltır.

Ağrı kontrolü için ilaçlar: Kalbin oksijen gereksinimlerini azaltmak ve ağrı için dil altı veya intravenöz nitrogliserin gibi ilaçlar verilir. Morfin yada morfin türevleri kalp krizi için de verilebilecek etkili ağrı kesicilerdir.

Pıhtı eritici ilaçlar: Eğer kalp krizi EKG’de “ST-segment yükselmesi,” şeklinde ise ve balon anjiyoplasti işleminin yapılabileceği anjiyografi laboratuarı bulunmuyorsa, göğüs ağrısının hissedilmesinden sonra 6 saat içinde “pıhtı çözücü” (trombolitik) tedavi başlatılabilir (Streptokinaz veya tPA). Trombolitik tedavi, damar içinde oluşan pıhtıyı eritmek amacıyla verilir. Eğer başarılı olursa hastanın ağrısı geçer, EKG değişiklikleri geriler.

Ancak trombolitik tedavi her hastaya yapılamaz. Trombolitik tedavi;

  • Son 6 hafta içerisinde büyük bir ameliyat, organ biyopsisi ya da ciddi bir travma geçirmiş,
  • Yakın zamanda beyin ameliyatı operasyonu geçirmiş,
  • Son bir ay içerisinde kafa travması geçirmiş,
  • Bağırsak kanaması geçirmiş,
  • Beyin tümörü olan,
  • Son 6 ay içinde inme yaşamış,

Ciddi şekilde artmış kan basıncı olan,hastalar için uygun değildir çünkü; trombolitik tedavinin en önemli komplikasyonu, kanamaya neden olabilmesidir.

Kalp krizi için tedavinin temel taşlarından biri antiplatelet ilaçlardır (Plateletler (trombositler) kanda bulunur ve kanın pıhtılaşmadan sorumlu şekilli elemanlarıdır. Yaşamamız için gerekli elemanlardır. Yaralanmalarda kanın bir süre sonra durmasında rolleri vardır. Ama ne yazık ki damar içinde istenmeyen pıhtı oluşumunda da rolleri bulunur. Böyle durumlarda plateletlerin etkilerini azaltmak için antiplatelet ilaçlar kullanılır.) Bu ilaçlar, aterosklerotik plaktaki bir çatlak gibi damar duvarındaki hasarlı bir bölgede plateletlerin toplanmasını engellerler. Plateletlerin toplanması ve birikmesi pıhtı oluşumunu sağlayan ilk olaydır. Sıkça kullanılan antiplatelet ajanlardan biri aspirindir. Diğer önemli iki antiplatelet ilaç da tiklopidin (Ticlid) ile klopidogrel (Plavix tb, Pingel tb) dir.

Diğer ilaçlar:

Beta-blokerler (metoprolol, atenolol ve propranolol gibi) kalbin yükünü azaltmak içi kullanılırlar.

Kalp yetmezliğini önlemek için ACE inhibitörleri (ramipril, lisinopril, enalapril, kaptopril vb)

Ameliyat ve diğer işlemler

Tıkanan koroner arterleri açmak için hasta erken gelmişse tıkalı damarı açmak için öncelikle acil koroner anjiyoplasti uygulanır. Genelde balon anjiyoplastiden sonra koroner arterin açık kalması stent adı verilen çelik bir kafesin yerleştirilmesiyle sağlanır. Bu olanağın olmadığı merkezlerde trombolitik tedavi verilir.

Hayatı tehdit eden bazı durumlarda acil koroner arter bypass ameliyatı (CABG) gerekli olabilir.

Telefon (gerekli)





Uzmanlık Alanları: El Bileğinden Anjiyo, Balon ve Stent Tedavisi, Perkutan ASD Kapama, Evar, Kalp Yetersizliği, Kardiyomopatiler, ICD-CRT, Eko, TEE, Atriyal fibirilasyon, Hipertansiyon, Hiperlipidemi, Diyabetik Hasta Kardiyolojik Takibi, Kalp Kapak Hastalıkları, Perkütan Tedaviler